Güncel Haberler

Son dakika haberi… Altın, dolar, borsa ne olacak? Uzmanlar tavsiyelerini verdi… Mevduat ve BİST yatırımcıları dikkat…

Türkiye ekonomisine olan güven pekiştirilirken atılan adımların meyveleri zamanla alınıyor. Rezervler rekor kırarken, cari fazla verilirken, not artışları yaşanırken, gri listeden çıkılmışken, uluslararası kuruluşlardan olumlu yorumlar gelirken, baz etkisiyle düşen enflasyon varken sadece mevduatın getirisinin güçlü kalması piyasa yatırımcılarını beklemeye geçirdi.

Borsa İstanbul Temmuz ayında gördüğü 11 bin 245 puanlık tarihi zirvesinden sonra düşüş trendine girdi. Son zamanlarda yükseliş gayreti göstermeye çalışsa da 10 bin puanın kıyısında kar realizasyonlarıyla karşılaşıyor.

Dolar ve euro tarafında yılbaşından bu yana yüzde 20’ye yaklaşamayan getiriler mevcut ve bu da dolar ve euroya olan talebi kısıtlıyor.

Altına bakacak olursak yılbaşından bu yana yüzde 52 civarında getiri sağlamış ve neredeyse enflasyonla denk halde olduğu için yatırımcı ancak parasının değerini koruyabilmiş.

Fon tarafında da büyük kazançlar elde eden fonlar olsa da fon piyasasına olan talebin düşüklüğü nedeniyle yatırımlar diğer taraflara kaydırılıyor.

Uzmanlar beklentilerini tek tek açıkladı. İşte o yorumlar…

“PİYASALARDA TRUMP RÜZGARI VAR”
Dr. Erkan Kork- BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı

Piyasalarda deyim yerindeyse Trump rüzgarı esiyor. Tabi açıklanan majör göstergeler de işlerin istediği gibi gittiğine işaret ediyor. ABD enflasyon verilerinin beklentilere paralel gelmesiyle FED’in faiz indirimi ihtimali güçlendi. 18 Aralık’ta FED yılın son faiz kararını açıklayacak. Kuvvetle muhtemel 25 baz puanlık bir faiz indirimi daha gelecek. 2025 yılı bu gelişmeler ışığında hem Türkiye hem de küresel ekonomi için faiz indirimlerinin devam ettiği bir yıl olacaktır. FED’in güvercin mesajlar vermesi durumunda piyasalar açısından iyimser bir tablonun ortaya çıkacağını düşünüyorum. Zira likiditenin artacağı algısı güçlenirse bu durum, altın, hisse senedi ve kripto para piyasalarına yarar. Ben özellikle bu üç yatırım aracının 2025 yılında hareketli olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda Trump’ın tarife adımları, Suriye’deki gelişmeler, Orta Doğu’daki gerilimler ve Rusya-Ukrayna cephesinden gelecek haber akışı da piyasalardaki fiyatlama davranışlarına direkt etki edecektir.

“BORSA İSTANBUL’DA MOMENTUM OLUŞACAKTIR”

Borsayı etkileyen birçok faktörün olduğunu ifade etmek gerekir. Evet Türkiye ekonomisine ilişkin birçok önemli değerlendirme yapıldı; Cari fazla, rezervlerin kuvvetlenmesi, not artışları ve gri listeden çıkış ekonomimiz özelinde çok güzel gelişmeler olsa da, Borsa İstanbul’da katalizör etkisi oluşmadı. Kârlılıkların azalması, enflasyonun etkisiyle ertelenen faiz indirim beklentileri piyasada satış baskısının devam etmesine sebep oldu. İran ve İsrail arasındaki füze saldırıları ve İsrail’in hamleleri sonucu Ortadoğu’da artan risklerin de etkisiyle borsamız ciddi bir negatif ayrışma yaşadı. Ama artık Suriye örneğindeki gibi olumsuz gelişmelerin yavaş yavaş dağılmasıyla Borsa İstanbul’da bir momentum etkisi oluşacağını düşünüyorum. Endeksin yıl sonunu her şeye rağmen 10 bin puanın üzerinde kapatacağına inanıyorum. Orta ve uzun vadede ise en önemli hedef 15 bin puanın üzerini görmek olacaktır.

“TÜRK YATIRIMCILAR RİSKLİ YATIRIM ARAÇLARINI SEVİYOR”

Yüksek mevduat faizi her ne kadar iyi bir getiri sağlasa da, Türk yatırımcılar her şeye rağmen riskli yatırım araçlarına yatırım yapmayı seviyor. Faiz indirimlerinin başlamasıyla sermaye piyasalarına olan ilgi de peyderpey artmaya devam edecektir. Özellikle politika faizinin yüzde 30’un altına inmesi durumunda borsaya olan talebin daha da artacağını düşünüyorum. Özellikle bu talep yatırımcı sayısına da yansıyacaktır. 7 milyonlara kadar inen yatırımcı sayısının tekrar 8.5 milyonların üzerine çıkacağına inanıyorum.

“BORSAYA YABANCI İLGİSİ ARTACAKTIR”

Öncelikle Borsa İstanbul’da katalizör görevi görebilecek bir hikayenin oluşması lazım. Faiz indirimlerinin başlaması, şirket bilançolarındaki iyileşmeler, enflasyondaki düşüş başta olmak üzere ortaya çıkacak yeni hikayelerle uzun soluklu yukarı yönlü hareketler yabancı ilgisini de artıracaktır. Bu hikayenin 2025’in ikinci çeyreğinde başlayabileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda kredi risk primindeki düşüş Türkiye’nin finansal istikrarına olan güveni pekiştiriyor. Finansal piyasaların istikrarını sağlamaya yönelik önemli adımların olması ve bu politikaların devam etmesiyle yabancı yatırımcıların borsaya olan ilgisinin süreceğini ve yabancı payının artmaya devam edeceğine inanıyorum.

“ZAYIF EURO, GÜÇLÜ DOLAR BEKLİYORUM”

Euro tarafında net kısa pozisyonlar pandemiden bu yana en yüksek seviyede. Almanya ve Fransa’da siyasi krizler var malumunuz. Piyasadaki zorlu tablo Avrupa Merkez Bankası’nı daha çok faiz indirimi yapmasına teşvik ediyor. Dolayısıyla zayıf bir euro, güçlü bir dolar bekliyorum. Piyasa da dolar/euro paritesinin aynı seviyeye gelmesini bekliyor. Ancak 2025’te euro tarafının yeniden güçlenerek yukarı yönlü harekete geçeceğine inanıyorum.

“ALTIN YATIRIMCILARI POWELL’IN AÇIKLAMALARINI BEKLESİN”

Hiç şüphesiz, FED’in faiz kararı ve sonrasında Powell’ın açıklamaları altın fiyatları üzerinde belirleyici olacak. Malumunuz ons altının fiyatı, Çin’in teşvikleri ve Orta Doğu’da Esad’ın gidişinden sonra belirsizlikle birlikte 2726 dolara kadar yükselmişti. Sonrasında çekildi ama altın son 3 haftadır 2600-2770 dolar bandında dalgalanıyor. Altını güvenli liman olarak gören yatırımcılara tavsiyem Powell’ın açıklamalarını beklesinler. Faiz indirimlerine ilişkin beklentiler azalırsa dolar güçlenebilir ve bu durum altında baskıyı artırabilir. O yüzden FED sonrası verilecek mesajlar önem arz ediyor.

“AÇIĞA SATIŞ YASAĞININ KALKMASI HİKAYENİN BAŞLANGICI OLABİLİR”

Açığa satış yasağının kaldırılması yabancı yatırımcı açısından çok önem arz eden bir mesele. Malumunuz 6 şubat depremlerinin ardından uygulanan bir düzenlemeydi. Yabancı yatırımcıların kotasyon girmesini zorlaştırıyordu. Artık bu durum ortadan kalkacak. Bu tür işlemler, likiditenin artması ve fiyatlamanın değere mümkün olduğunca yakın olmasını da destekliyor. Yabancı yatırımcı ilgisinin bu düzenlemenin hayata geçmesiyle artış göstereceğine inanıyorum. Borsa İstanbul için de yeni bir hikayenin başlangıcı olabilir. 

“2024’ÜN YILDIZI FONLAR OLDU”

2024’ün yıldızı fonlar oldu. Veriler, yatırım fonlarının yılbaşından bu yana yüzde 42 ile yüzde 58 arasında getiri sağladığına işaret ediyor. Yani fonlar enflasyonun üzerinde bir getiri performansıyla yatırımcısını mutlu etmiş. Gelecek dönemde hikâyesi olan sektör ve şirketler ön plana çıkacaktır. 2024 yılının en dikkat çeken yatırım fonları kıymetli maden ve borsa yatırım fonları oldu. Para piyasası fonları da enflasyona karşı koruma sağladı. Bu trendin ve yüksek getiri performansının bir süre daha devam edeceği kanaatindeyim.

“DÜNYADA OLUMSUZ RÜZGAR ESEMEYECEK”
Eral Karayazıcı – Inveo Portföy Fon Yönetim Müdürü

Doğrusu ben Trump liderliğindeki yeni ABD yönetiminin söylemde şahin, uygulamada uzlaşmacı olacağını düşünüyorum. Hazine bakanlığı görevini alacak Bessent güven veren bir aktör.

Gümrük tarifeleri tehdidi ile Trump pazarlık süreçlerinde kötü polis rolünü üstlenirken muhtemelen Bessent’in de iyi polisi temsil ettiği sahnelere şahit olacağız.

Bu nedenle en önemli kaygı olarak görülen ABD’de bütçe açığının ve enflasyonun sıçrama kaydetmesi riskinin gerçekleşmeyeceği, dış iklim adına bu cepheden dünyaya olumsuz bir rüzgar esmeyeceği görüşündeyim.   

“BİST DOLAR BAZINDA 375 DOLARA ÇIKABİLİR”

Aslında BIST dolar bazında bu yıl kaydettiği yüzde 14 artışla dünya ortalaması olan yüzde 7’nin iki katı bir getiriye imza attı. Ancak yaklaşık yüzde 45 enflasyona karşın kur artışı yüzde 19’da kaldığı için borsanın Türk Lirası bazı getirisi yüzde 34 ile enflasyonun altında kaldı. 

BIST’in 2022 yılında dolar bazında yüzde 110 Türk Lirası bazında yüzde 197 yükselmiş olması 2023-2024 yıllarında fazla değişmemesinde en büyük etken oldu.

10-20 yılda bir gerçekleşen bu ölçüde artışları takiben birkaç yılın bu primin sindirimiyle geçmesi normal.

2025 yılında BIST’ın 2024 yılını çağrıştıran şekilde yüzde 15 kadar artış kaydederek 330 dolara yükselme ihtimalini yüksek buluyor, içsel veya dışsal bir sürpriz ile karşılaşılmazsa yüzde 30’luk bir artışla 375 dolara seyahatinin de zor olmadığını düşünüyorum.

“TASARRUF SAHİPLERİ MEVDUATTAN UZAKLAŞABİLİR”

Bireysel yatırımcılar nominal faiz oranına büyük duyarlılık gösteriyor. Faiz oranları enflasyondaki düşüşe paralel gelişse ki böyle olması kuvvetle muhtemel, enflasyon ile faiz arasındaki fark sabit kalsa da aylık faiz gelirinin vergi sonrası net yüzde 3’e inmesi (yani mevduat oranının 40 olması) bazı tasarruf sahiplerini alternatif arayışlara itecek, borsada bundan katkı görecektir.

“DEV FONLAR BİST’TE ALICI OLABİLİR”

Küresel fonların 2024 yılında BIST’te kalıcı olmayışında önemli bir etken ekonomik yavaşlama beklentisiydi.

Bu gerçekleşti ve Türkiye ekonomisi durgunluğa girdi. Artık bu durum fiyatların içinde ve dezavantaj olmaktan çıktı.

2025 yılının ikinci yarısı içinde Türkiye ekonomisi ılımlı hızla büyümeye dönmeye aday görünüyor.

Bu beklenti önümüzdeki 2 çeyrek küresel fonları alıcı olmaya teşvik edecektir.

“DÖVİZ KURLARINDAKİ ARTIŞ ENFLASYONU AŞMAZ”

2024 yılının ilk yarısında (altı aylık döneme ilişkin) enflasyon yüzde 24 olurken dolar yüzde 11 arttı ve 29,5’ten 32,7’ye yükseldi. İkinci yarı yılda enflasyon görece hız kesti ve yüzde 17’ye geriledi. Kur artışı yüzde 7 oldu.

2025 yılının enflasyon ile kur artışı arasındaki makasın daha da daralacağını, ancak ekonomi politikalarında köklü bir değişiklik gerçekleşmedikçe döviz kurlarındaki artışın enflasyonu en azından kalıcı olarak aşmayacağını düşünüyorum.

Euro dolar ikilisi içinde ise favorim Euro. EURUSD’nin 2025 yılında 1,15’e yükselme ihtimalini yüksek buluyorum.

“ALTIN 3 BİN DOLARI GÖRDÜKTEN SONRA 4-5 YIL YATAY SEYREDER”

2025 yılının ilk yarısı içinde 3000 dolara ulaşması mümkün. Ancak sonrasında ons altının 4-5 yılı bulabilecek yatay bir seyre yelken açabileceği görüşündeyim. Gümüşü altına kıyasla daha tercih edilir buluyorum.

YATIRIMCILARA SEPET TAVSİYESİ

Yüzde 30 TL mevduat veya para piyasası fonu, yüzde 30 BIST sanayi hisse senetleri ağırlıklı bir portföy, yüzde 30 Avrupa hisse senetlerinden veya global giyim perakende şirketlerinden oluşan bir fon ve yüzde 10 ağırlıkla gümüş olabilir.  

“AÇIĞA SATIŞIN GELMESİ LİKİDİTE VE VOLATİLİTEYİ ARTIRIR”

Likiditeyi ve volatiliteyi arttıracaktır. Artan likidite değerlemeler için pozitif olacağından BIST’e de zaman etkisinin olumlu olacağını düşünüyorum.

“SURİYE’DE ÇARKLAR DÖNMEYE BAŞLARSA SEKTÖR HİSSELERİNE ÖNEMLİ YARAR SAĞLAYACAKTIR”

Suriye, asayiş sağlanır ve ekonomik çarklar dönmeye başlarsa güçlü bir pazar olacak ve sektör hisseleri bundan önemli yarar sağlayacaklar. Bu senaryonun gerçekleşmesine engel olabilecek şüphesiz riskler de var ve orta vadede hareketin devamı bu risklerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine bağlı olacak.

“FAİZ BU AY DÜŞÜŞE GEÇEBİLİR”
Cemal Demirtaş – Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı

Faiz indirimlerinin Aralık ayından itibaren başlayacağı yönünde beklentiler oluşmaya başladı. Yılın ilk çeyreğinde özellikle enflasyonda görülen yumuşamayla birlikte faiz indirimlerinin daha belirgin hâle gelmesiyle birlikte, borsaya ilginin de artmasını bekliyoruz. İlk etapta, faiz indirimi, borsa açısından önemli sinyal olacaktır ve her zaman olduğu gibi borsa ileriyi satın almaya başlayacaktır.  Politika faizi yüzde 50 seviyesinden yüzde 35- 40’ların altına gerilemeye başladıkça da hem ekonomi programına olan güven artacaktır, hem düşen faizlerle birlikte ekonomik aktivitede artış ve borsaya ilgide yükseliş söz konusu olacaktır.

“FAİZ DÜŞÜNCE YATIRIMCILAR HİSSEYE GEÇECEK”

Düşen faizlerle birlikte yerli yatırımcının mevduattan hisseye yeniden geçişi söz konusu olacaktır. Yabancı yatırımcı açısından en önemli konu ise güven ve Türkiye’nin ‘yatırım yapılabilir ülke’ konumuma gelmesidir. Son 10 yılda borsada yabancı yatırımcı oranının yüzde 65’lerden yüzde 30’lu seviyelere gerilediğini göz önüne alırsak, önümüzdeki dönemde içeride istikrar sağlandığı takdirde yabancı yatırımcı girişlerinin artması ve borsanın da daha istikrarlı bir hâl alması söz konusu olacaktır.

DOLAR VE EURO TAHMİNİ

Bu yılı Dolar/TL için 35,18 civarında kapatacağımızı düşünüyoruz. 2025 yıl sonu için Dolar/TL’de 42,70 ve Euro/TL’de 46,60 seviyelerini öngörüyoruz. 2025 yılının özellikle ilk yarısında TL’nin dolar ve euroya karşı değer kazanmaya devam edeceğini, yılın ikinci yarısından itibaren faiz indirimleriyle, değer artışının hız keseceğini düşünüyoruz.

“ALTIN RİSKTEN KORUNMA ARACIDIR”

Altın’ı yatırımdan ziyade risklerde korunma aracı olarak görüyoruz. Özellikle, global makro politikalarda belirsizliklerin yaşandığı dönemlerde ilginin daha da arttığını görüyoruz. Portföylerde, risk algıları ölçüsünde bir miktar altın bulundurmak ve riski yönetmek faydalı olabilir; fakat, altın için iştahlı değiliz.

Yatırımcılara sepet önerisi

Hisse                %40

Dolar                 %10

Euro                  %10

TL Mevduat     %10

Tahvil-bono    %20

Altın                %10

“AÇIĞA SATIŞ YASAĞININ KALKMASI KESİNLİKLE OLUMLU GELİŞME”

Kesinlikle olumlu bir gelişme olarak algılıyoruz. İlk başta borsanın adapte olması zor olabilir fakat sağlıklı bir işleyiş açısından açığa satış yasağının kalkması, borsanın sağlıklı işleyişi açısından çok önemli ve özellikle yabancı ilgisini de artıracak bir gelişme. Hisse bazlı uzun-kısa pozisyon açma aktivitelerini daha çok göreceğimiz bir dönem olacaktır, bu da piyasanın daha etkin işleyişini destekleyecektir.

“SURİYE KONUSUNDA BAZI SEKTÖR HİSSELERİ YÜKSELEBİLİR”

Suriye’de iç savaşın bitmesi, bölgede yeni bir dönemin işareti ve jeopolitik dengeler açısından ibrenin Türkiye’nin lehine çevrildiğini gösteriyor. Kısa vadeli olarak, Suriye’de savaşın bitmesi ve şehirlerin yeniden yapılaşacağı ve bu bölgelerde ihtiyaçların artacağı beklentisiyle, çimento ve yapı ürünleri şirketine ilgi spekülatif olarak artabiliyor. Genelde, kısa vadede verilen hızlı tepkilerden sonra bir miktar kâr realizasyonu yaşandıktan sonra temel beklentiler devam ettikçe o sektördeki hisselere ilgi de devam ediyor. İlk reaksiyon, ilk beklentiyi yansıtıyor. Önümüzdeki dönemde, Suriye’de istikrarın sağlanmasına ve yeniden yapılanmanın hızına bağlı olarak bu sektörlerdeki yer alan şirketlerin hisselerine olan ilgi de artıp azalabilecektir. Açıkçası, 13 yıllık iç savaşın ardından istikrarın hem Suriye halkı için hem bölge için sosyal-ekonomik ve piyasalar açısından olumlu gelişmelere destek olacağını düşünüyoruz.

“BİREYSEL YATIRIMCILAR FONU TERCİH EDEBİLİR”

Özellikle bireysel yatırımcılar açısından tercih edilebilir. Her varlık sınıfında risk algılarına ve getiri beklentilerine göre fon seçimleri yapabilirler.  Fon seçimlerinde de yine profesyonel yardım alabilirler.

“TRUMP’LA DİNAMİK BİR 4 YIL BİZİ BEKLİYOR”
Rıdvan Baştürk – Baştürk Finansal Danışmanlık Kurucusu

Trump henüz resmi olarak göreve başlamadı fakat etkisini yaklaşık 1.5 aydır hissediyoruz. Özellikle Bitcoin’de yaşanan yükselişler ön planda. 20 Ocak’ta göreve geldikten sonra oldukça dinamik bir 4 yıl bizleri bekliyor olacak. Öngörülmesi zor bir profil olduğu için sürekli dinamik bir piyasa izleyeceğiz. ABD’de enflasyon riski kuvvetli şekilde duruyor. Bu nedenle bir noktada Fed’i faiz indirim sürecine (Aralık’tan sonra) ara vereceğini düşünüyorum. Bu durum doları küresel bazda güçlü tutmaya devam edecektir. Majör borsalarda yaşanan yükselişlerin sağlıksız olduğunu ve 2025 yılı içerisinde bir aşağı güçlü hareket gelme ihtimalini yüksek görüyorum. Mevcut aşamada Trump’ın iç piyasaya bir etkisi bulunmuyor. İç piyasa daha çok enflasyon hikayesi ve TCMB’nin kararlarına göre şekil alacaktır.

“ENFLASYONDA İSTENEN YERDE DEĞİLİZ”

Türkiye’nin hikayesi reel getiri üzerinden şekillenmeye devam edecektir. Türkiye’de enflasyon konusunda hala istenilen yerde değiliz. Özellikle beklenen enflasyonda bir düzelme olmuyor. Buna rağmen TCMB’nin faiz indirim sürecine başlama ihtimali yüksek. Ekonomide yaşanan sıkıntılar TCMB’yi faiz indirim sürecine yöneltecek gibi duruyor fakat bu sefer de enflasyon tarafı boşlanmış olacak. Eğer enflasyon-faiz makası artar, bir başka deyişle TL’nin reel getirisi hızlı bir şekilde düşerse insanlar paralarını dolar, altın ve borsaya yönlendirecektir. Fakat ekonominin seyri ve jeopolitik gelişmeler de burada belirleyici olacak. Bu nedenle tek yöne bir hareket yerine borsada bir süre daha dalgalı bir piyasa yapısı bekliyorum. Borsa için uzun vadede bu bahsettiğim enflasyon-faiz durumu belirleyici olacak. Bunu da zamanla göreceğiz.

MERKEZ BANKASI FAİZİ NEREYE KADAR DÜŞÜRECEĞİNİ BİLMİYORDUR”

Her ne kadar faiz oranları enflasyon üzerinde net bir getiri sunmasa da mevcut faizleri değerlendirmeye devam eden önemli bir kesim var. TCMB’nin faizi ne kadar düşüreceğini de bilmiyoruz. Eminim ki kendileri de bilmiyordur. Bunu süreç içerisinde göreceğiz. Fakat enflasyonun minimum 5 puan altında bir faiz oluşması durumunda artık burayı değerlendiren kesimin uzaklaşacağını düşünüyorum. Buradan çıkan para döviz, altın, borsa ve kriptoya geçebilir.

“FAİZ İNERSE YABANCININ GÜVENİ İYİCE DÜŞECEKTİR”

Yabancı konusu çok uzun konuşulması ve değerlendirilmesi gereken bir konudur. Yabancı ilgili uzun süredir azalıyor. Dönem dönem artışlar olsa da eskiyi arar durumdayız. Mevcut enflasyonda faiz indirimleri yapılırsa yabancının buraya olan zaten düşük güveni iyice düşecektir. Gerçekli para politikası olmaya yerde yabancının da kalacağını düşünmüyorum. 

“DÖVİZ KURLARINDA TCMB’NİN TUTUMU ÖNEMLİ OLACAK”

Döviz tarafında yukarı potansiyelin sürmesini bekliyorum. Özellikle TCMB’nin faiz indirim politikası burada belirleyici olacaktır. Faizler gereksiz şekilde ardı ardına indirilirse döviz tarafında da yukarı hareketlerin aynı şekilde sürmesini bekleyebiliriz. Tabii TCMB’nin rezerv biriktirdiğini unutmamak gerekiyor. Kurlar yükseldiğinde gerekli müdahaleleri yapacaklardır fakat döviz satarak kurun durdurulamadığını yıllardır tecrübe edindik. Bu nedenle burada belirleyici en önemli nokta TCMB’nin duruşu olacaktır.

“ALTINDA POTANSİYEL DEVAM EDER”

TL karşılığı altının yukarı yönde potansiyeline devam edeceğini düşünüyorum. Fakat ons bazında durum biraz karışık. Özellikler ABD seçimlerinden bu yana düşüş ve yükselişlerin hızlı şekilde gerçekleştiği bir piyasa izliyoruz. Burada ABD enflasyonunu seyri, Fed’in para politikası, jeopolitik riskler gibi konular sürekli dinamik bir sürece neden oluyor. Ons tarafında dalgalı seyrin sürmesini bir süre daha net bir yön oluşmamasını fakat TL karşılığı altının yükselmesini bekliyorum.

YATIRIMCILARA TAVSİYE

2025 yılı oldukça dinamik olacaktır. Burada yatırımcıların da yatırımları konusunda aktif rol oynamaları gerekiyor. Bu nedenle sabit bir portföy yerine aktif değişikliklerin yapıldığı bir süreç izlenmelidir. Mevcut durumda mevduat veya sabit getirili enstrümanlar, döviz ve eurobond’un ağırlıkta olduğu bunun yanı sıra hisse tarafının da yer aldığı bir sepet değerlendirilebilir.

“SURİYE NEDENİYLE KAZANÇLARIN UZUN VADEYE YAYILMASI ZOR”

Deprem veya savaş gibi durumlarda bu tarz hareketlerin çok fazla yaşandığını biliyoruz. Bunlar anlık spekülatif kazançlar sağlıyor. Uzun vadeye yayılması zor çünkü bölgenin nasıl şekilleneceği belirsiz. Bu nedenle bu tarz hareketlerden uzak durulması taraftarıyım.

“PİYASA TECRÜBESİ OLMAYANLAR YATIRIM FONLARINA BAKSINLAR”

Piyasayı, haber ve veri akışlarını, şirket haberlerini vs… takip edemeyen, piyasa tecrübesi olmayan işlem psikolojisine girmek istemeyen fakat parasını bir şekilde değerlendirmek isteyenler için yatırım fonları gayet iyi bir alan. Burada birçok fon çeşidi bulunuyor. Para piyasası fonları, hisse senedi fonları, altın ve döviz olarak liste uzuyor. Burada paranızı hangi tarafta değerlendirmek istiyorsanız o kategoriden istediğiniz fonu seçme özgürlüğüne sahipsiziniz. Tabii burada profesyonel bir kişiden danışmanlık alınması gerektiğini düşünüyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu